Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

2 posters

    Gülmeyi sevenler içeri

    avatar
    bustet92
    Moderatörler
    Moderatörler


    Yengeç
    Puan : 54

    Gülmeyi sevenler içeri Empty Gülmeyi sevenler içeri

    Mesaj tarafından bustet92 C.tesi Mayıs 02, 2009 6:14 pm

    Yaramazlığının tavan yaptığı noktada dört yaşındaki azman yeğenim oda

    cezası alıyor... Büyük bir öfkeyle odasına gidiyor. Uzunca bir zaman sesi

    çıkmyor, uyuduğunu düşünüp sohbete dalmışken sesleniyor ''Gardiyaaannn,

    sütümün saati geldi. Sıcak olsun, kakao da koy içineee... ''











    Hastanenin "Tıbbı Atık" bölümünde görevli; turuncu tulumlu, sırtında

    kocaman tıbbi atık yazan ve oldukça çirkin olan yaşlı adama asansör

    beklerken: "Ayyy tipe bak valla tam bir tıbbi atık." diyerek laf atan

    yapay
    zekalı kişi benim ablam olur. Bunun üzerine ablamın şişman olduğunu

    görüp, "Yük asansörü öbür tarafta, burada boşuna bekleme." diyerek cevap

    veren eli öpülesice kişilik ise tıbbi atıktır.











    2,5 yaşındaki yeğenimin sütyen görünce verdiği tepki: "Aaaa, meme külodu!"











    Yeni doğmuş oğluma, ısrarla babasının demode ismini koymaya çalışan kocamı

    vazgeçirmek için, o ismin eski sevgilimin adı olduğunu söyledim. Sonuç;

    artık babasından bile bahsetmiyoruz.









    4 yaşındaki prensese tehlike atlatıldıktan sonra oyuncağın arkasından

    çıkardığı minik pili niye yuttuğunu soruyoruz. "Çok yoruldum,
    beni

    çalıştırsın diye yuttum." diyor. Nasıl yani ya?











    Kocam kadar çirkin ve kaba bir odundan; oğlum kadar yakışıklı, hassas ve

    muhteşem bir çocuk doğurduğuma göre çok iyi bir marangozum.











    Ailece amcamlara bayram ziyaretine gittik. Konu yaştan açıldı. Yengem de

    geçen hafta kırk yaşını doldurduğunu söyledi. Amcamın beni krize sokan

    bomba önerisini aynen aktarıyorum. "Hanım, seni bozdursak da iki yirmilik

    yapsak nasıl olur?"











    Sabah okula gelip bilgisayarın başına oturduğumda Youtube'un kapatıldığını

    öğreniyorum. O sırada içeri elinde çayla çaycımız Şerife Hanım
    giriyor.

    Acımı onunla paylaşmak istiyor ve "Şerife Hanım, duydun mu; youtube da

    kapatılmış." diyorum. Şerife Hanım bu olaya hiç şaşırmadığını belirten

    yorumunu ortaya atıyor hemen. "Bu okulda ne düzgün gidiyor ki zaten?

    Tuvaletin süpürgesini de almışlar!"











    Uçuş boyunca çok sevimli ve tonton bulduğu yaşlı teyzenin üstüne

    titreyerek yardımcı olduğu için teyzeden inerken, ''Evladım, çok sağol

    yardımların için, biz de sizi or...u biliyorduk...'' cümlesini duyan

    hostes arkadaşıma sizlerden kocaman bir alkış lütfen











    Gecenin üçünde odamın penceresinden ölümüne sarkıp sigara içerken, yan

    pencereden ani bir şekilde kafasını uzatıp
    "Yakaladım! Hahaha!" diye

    bağırıp az daha düşmeme sebep olan kadın, benim öz annemdir.











    Aile dostlarımızla beraber gittiğimiz sinemada, verilen 15 dakikalık arada

    kalabalığa yakalanmamak ve sigarasını içmek için hızlıca karısının elini

    tutarak dışarı çıkan, arkasını döndüğünde elini tutuğu kişinin karısı

    değil de başka bir kadın olduğunu görünce "Eyvah s..tık." diyen, bu lafa

    karşılık elini tuttuğu kadından "Dur daha s..madık kocam gelsin beraber

    s..arız." cevabını alan benim sevgili ortağımdır. Savunması da hazır

    beyfendinin "E karanlıktı ama!"











    Doktorunun "Kaç yaşındasın?" sorusuna "Sizce kaç gösteriyorum?" diye
    cevap

    veren başka hasta var mı? Acil serviste bekliyorum da...











    Kocama ''Kocacığım, diyelim ki doktorsun ve diyelim ki estetikçisin,

    neremi kesip düzeltmek istersin?'' diye sordum. ''Dilini.'' dedi. Üç

    gündür susuyorum; ne olur, ne olmaz...











    Aile dostumuz olan, oldukça şişman ve iri yarı bir çiftin düğünündeyiz.

    Babam altınları takarken mutluluk dilemeyi ihmal etmiyor: ''Allah bir

    yastıkta kocatsın Ümit'ciğim. Tabii sığarsanız!'' Babam hariç ailecek

    utandık.











    Geceleri çok sıcak olduğundan uyuyamıyorum. Ben de buna kendimce bir çözüm

    buldum. Kuaför salonlarında saça su
    sıkılan sprey şişelerinden aldım ve

    gece sıcaktan bunalınca yukardan püskürtüyorum, sanki yağmur yağıyormuş

    gibi oluyor ve bayağı bir serinliyorum. Elime ayağıma da püskürtünce onun

    serinliğinde biraz uyuyabiliyorum ama yanımda yatan sevgili kocam ertesi

    gün bu durumdan rahatsız olduğunu şöyle ifade ederek beni gülme krizlerine

    soktu: "Lütfen gece o suyu sadece kendine püskürt, yoksa kendimi manavdaki

    sebzeler gibi hissediyorum."











    Arkadaşımın tavsiyesi üzerine, koşu yaparken çok terlemek için göbeğime

    naylon poşetlerinden sardım. Ucuz ya, fikir mantıklı geldi denedim. Keşke

    yazıları olan poşeti tercih etmeseydim. Çok terleyince poşetin yazıları

    bana geçmiş. Artık göbeğim kendisini tercih edenlere teşekkür ediyor
    ve

    yine bekliyor...











    Babamı namaz kılmış, dua ederken görünce "Benim için de dua et"

    deyiveriyorum ve babamın cevabıyla dumur oluyorum. "Kendisi nerede derse

    ne diyeyim?"











    Hoca ile birlikte doktor adayları sabah viziti geziyorken birden,

    telefonun sesini kapatmayı unutan bir öğrencinin telefonu Emre Aydın

    şarkısıyla çalmaya başladı. ''Adam olmaz dedin senden...'' Hocanın merakla

    beklenen tepkisi gecikmedi. ''Baban arıyor galiba. Söyle, haklı çıktı.''











    5 yaşındaki yeğenime babası soruyor: "Büyüyünce ne olacaksın kızım?"

    "Asena olacağım babacım; sen ne olacaksın?"
    Babası gayet sakin cevap

    veriyor: "Katil" İkisine de meslek hayatlarında başarılar.











    Sevgili anneanneciğim, havaalanındaki kadın polis memurunun amacı sana

    sarılmak değil üzerini aramaktı. Hadi sarılıp sırtını sıvazladın, bir de

    üstüne öpmenin ne gereği vardı?











    Bundan birkaç sene önce büyükannemi doktora götürdük. Muayeneden sonra

    tahlil için gün verip "Sabah sakın bir şey yemeyin, aç karnına gelin."

    diye tembihlendi. Hastaneden çıktıktan 5 dakika kadar sonra büyükannem

    sessizliği bozdu ve buram buram umut kokan sorusunu sordu. "Kahvaltıda ne

    ikram edecekler acaba? Aç gelin diye o kadar sıkı
    tembihlediler..."











    Pek çok memleket gezdim ama hiçbir yerde Malatya'daki pratik düzeni

    göremedim. Kız Meslek Lisesi, yanında Erkek Meslek Lisesi, yanında

    Evlendirme Dairesi.













    Bir alkış da metroda, elektrik paneline oturmakta ısrar edengençlere ''Bak

    karışmam g.t kanseri olabilirsiniz haa...'' diye gayet bilimsel bir ikna

    yöntemi sergileyen görevliye gelsin. Zira biz de gülmekten çene kanseri

    olduk.











    Babama bilgisayar ve internet kullanmayı öğrettiğim ilk günler... "Baba

    bak bu mouse, yani fare." diyorum, nasıl kullanıldığını gösteriyorum.

    Birkaç gün sonra babam
    beni çağırıyor. "Kızım gel bak, bu kurbağa

    çalışmıyor!"











    Oğlum, saatlerce uğraşarak kartondan yaptığım buzdolabı modeli ile

    ödevinden en yüksek notu aldı. Öğretmeni ona "Aferin!" demiş. "Herkes anne

    ve babasına yaptırmış. Ama sen kendin yapmışsın, belli." Kendimi hiç bu

    kadar beceriksiz hissetmemiştim. Karım iki gündür gülüyor. Karizmam yerle

    bir oldu. Teşekkürler öğretmen hanım!











    Kilo aldığımda, "Kilo aldın, biraz zayıfla" demek yerine, "Hadi tosunum,

    az daha ye seni halde hamal yapacağım" diyen sevgili kocam, ben sana kel

    olmandan dolayı "Az daha parlat, gece lambası yapıcam seni" diyor
    muyum?

    Demiyorum!











    Özel bir bankadan defalarca, kredi başvurusu yapmam için arayan kadına

    "Hanımefendi ben zengin bir koca buldum, krediye ihtiyacım yok çok şükür.

    Darısı başınıza!" dedim. Artık arayanım yok, mutlu ve huzurluyum.











    Şu anda yazlıktayız ve bu akşam neredeyse tüm yazlık komşularımız bize beş

    çayına davetli. Annemse ikramda kusur olmasın diye hamur işi üzerine tüm

    hünerlerini sergilemekle meşgul. Daha dün aldığımız 30'luk karton yumurta

    az önce bitti ve annem, uykudan kaldırdığı babamı yumurta alması için

    markete gönderdi. Babam kaşı çatık, suratı asık halde kalktı ve söylene

    söylene evden çıktı: "Sabah sabah ne
    yumurtasıymış bu arkadaş, daha dün

    almadık mı? Üstüne oturup kırıyor musunuz bir bir? Nereye gidiyor o kadar

    yumurta anlamadım ki? Size yumurta yetiştirecem diye tavuğun g.tü yırtıldı

    iki gündür be!"











    Sevgili beli ağrıyan teyze; külodunun içine iğneleyerek elalemden

    sakladığın zinet eşyanlarını röntgen filmiyle tespit etmiş bulunmaktayız.

    Bilgilerine...











    Canım kaynanacığım, hani evimize her gelişinde, bin bir bahaneyle evin her

    köşesini gezip temiz olup olmadığını kontrol ediyorsun ya, hiç zahmet etme

    tertemiz her yer. Çünkü sen gelmeden önce oğluna saatlerce
    evi

    temizletiyorum.











    Geçen akşam aynı yaşta olduğum ve bekar olan kız arkadaşımla Msn'de

    kameradan sohbet ediyorduk. Arkadaşımın erkek kardeşi, komiklik olsun diye

    annesine, "Anne kızın kocaya kaçacakmış, plan yapıyorlar!" diye seslendi.

    Anneden gelen cevap, ikimizin de gülme krizine girmesiyle gecenin sonunu

    getirdi. "Bu yaştan sonra ne kaçması! İstesinler hemen vereceğiz."











    Bir alkış da "Oğlum yirmi iki yaşına geldin, hala bir baltaya sap

    olamadın!" diyen annesine "Anne, elli yaşına geldin, hala benden bir sap

    olmayacağını anlamadın!" diyen sap kardeşime gelsin.











    6
    yaşındaki oğlum babasıyla yaptığımız hararetli tartışmanın ortasında

    kocamın üzerine yürüyüp "Artistlik yapma len!" dedi. Evet oğlum, koru

    anneni böyle televizyondan öğrendiğin repliklerle.
    avatar
    Enes


    Puan : 44

    Gülmeyi sevenler içeri Empty Geri: Gülmeyi sevenler içeri

    Mesaj tarafından Enes Cuma Mayıs 08, 2009 4:57 pm

    bunları nereden buldun ?

      Forum Saati Perş. Mayıs 02, 2024 8:14 am